top of page
Search
Senem Balaban

Kendini Sabote Etmek?

Updated: Dec 30, 2021

Yakın İlişkiler (@yakin_iliskiler) adlı Twitter hesabında şöyle bir paylaşım yapılmıştı geçenlerde:


“Kendi kendimizi sabote ederken sergilediğimiz bazı davranışlar:

1. Olumsuza odaklanarak olumlu olanı görmezden gelmek 2. Korku duygusunun bizi yönlendirmesine izin vermek 3. Geçmişe odaklanmak 4. Sıklıkla yetersiz hissetmek 5. İşlerimizi ertelemek”*


Aşağıdaki yazı bu tweet üzerine yazılmıştır.

------------

Teal Swan “Kendi kendini sabote etmek diye bir şey yoktur” der. “Kendimi” sabote ettiğini düşündüğüm “kendim”, geçmişte takılıp kalmış, korku dolu bir yanımdır, sabotaj dediğim de onun beni korumaya çalışmasından ibarettir.

Yakın İlişkiler’in tweetinde sıralanan her bir maddeyi ben bu yönde biraz daha derinleştirmek istiyorum.


  1. “Olumsuza odaklanarak olumlu olanı görmezden gelmek.” Olumsuza odaklanan bu yanımın derdini dinlemezsem onun sesini bastırmış, onu ezip geçmiş olurum. O, olumsuza odaklanıyorsa bu şekilde kendini güvende hissettiği içindir, dolayısıyla onunla konuşup onu anlayıp onu güvende hissettirmenin yolunu bulmam gerekir aslında. Daha doğrusu güvende hissetmesinin daha yapıcı bir yolunu bulmak olmalıdır amacım. Onu görmezlikten gelip kendimi olumluya odaklanmaya zorlarsam bu yanımın güvende olma hissi daha da azalıp olumsuz odağı artacaktır.

  2. “Korku duygusunun bizi yönlendirmesine izin vermek.” Yine, korkan yanımı (sabotajcı dediğim yanımı) dinlemeden, onunla uzlaşmadan “Korkunun beni yönlendirmesine izin vermeyeceğim” diyip ilerlemeye devam edersem onu ezip geçmiş olurum. Yine, bu şekilde ancak onun korkusunu daha da artırmış olur, totalde daha korkak biri haline gelirim, harekete geçmem, yeni şeyler denemem daha da zorlaşır.

  3. “Geçmişe odaklanmak.” Biz bilinçli olarak geçmişe hiç bakmasak da bilinçdışımız tarafından yönetilen “sabotajcımız” tamamen geçmişte yaşar. Onu geçmişten koparmanın tek yolu takılıp kaldığı yerde bozuk plak gibi tekrar tekrar döndürdüğü duyguları yaşarken onu baskılamaya çalışmak yerine ona bu duygularında eşlik etmektir. Bu duyguları yaşayıp bitirmesine izin vermediğimiz sürece -ki geçmişe odaklanmamaya “çalışarak” yaptığımız budur- biz istesek de istemesek de o 7/24 geçmişe odaklanacaktır.

  4. “Sıklıkla yetersiz hissetmek.” Bu akıllı “sabotajcı” bize o kadar da akıllı, o kadar da becerikli olmadığımızı söyleyerek -yine- bizi korumaya çalışmaktadır. Bu taktik biz küçükken fazlasıyla işe yaramış, hayatımızı ellerinde tutan bakım verenlerimizin olumsuz eleştirilerinin verdiği acıdan korunmamızı sağlamıştır. Şimdi ise tek yapacağımız şey önce onun bu duygularını açığa vurmasına izin vermek, sonra da ona artık ufak bir olumsuz eleştiride yıkılmayacak bir yetişkin haline geldiğimizi nazikçe fark ettirmektir

  5. “İşlerimizi ertelemek.” Bu yanımız dikkati “kendi” ihtiyaçlarına çektiği için işimiz gücümüzden olduğumuz zaman ona kızabiliriz. Sonuçta “onun yüzünden” hayatımız sekteye uğramaktadır. Ondan kurtulmak ister, verimli olmak, işlerimizi tıkır tıkır halletmek isteriz. Bu mızmızlanmalara ayıracak vaktimiz yoktur. Ama yine, onunla uzlaşmadığımız, onun ihtiyaçlarını gözetmediğimiz sürece bu yanımız o kadar acı çekecektir ki işlerimizi ertelememize yol açarak “mecburen” bizi “sabote” edecektir.


Her bir maddedeki her bir çatışmanın toksik annebaba-çocuk ilişkisinin bir sureti olduğuna, sabotajcı dediğimiz yanın aslında sadece kendimizi korumak amacıyla içselleştirdiğimiz anne babamız, anne babamızın bir taklidi, olduğuna dikkatinizi çekerim. Tekrar etmek isterim, onun amacı bizi korumaktır. Bunu zorbalıkla yapıyor gibi görünse de onun zorbalığının etkisi aslında 2-3 yaşındaki bir çocuğun bir yetişkine “zorbalığı” kadar olabilir ancak. En çok acıyı çeken çoğu zaman bu "sabotajcı" taraflarımızdır. Sabote edilenden katbekat fazla acı içindedir onlar (şimdiye kadar “sabotajcı”dan tekil bahsettim ama aslında içimizde bunlardan bir sürü vardır. Çözülmemiş her temel mesele için bir tane). Anne babamız olumsuz hislerimizi göstermemize katlanamadığı için onlara karşı hep halimizden memnun görünmek zorunda kalmanın(1), korktuğumuz bariz olmasına rağmen zerre şefkat görmeden bir şeyleri yapmaya zorlanmanın(2), hayatı hiç tanımıyorken çeşit çeşit eleştiriye maruz kalmanın(4) ve daha onlarca şeyin acısını en çok bu sabotajcı yanımız çeker ve bizi -güya- sabote eder ki dikkatimizi çekebilsin. Sabotaj dediğimiz, bir yardım çığlığından başka bir şey değildir.



*Konuyla ilgili yazılarının linki:

https://yakiniliskiler.com/5010-Kendi-Kendini-Sabote-Etmenin-5-Yolu

Recent Posts

See All

Sohbet Bükücüler

Bizimki, anlatmaya izin vermeyen bir kültür. Biri bizimle bir derdini paylaştığında, bize içini döktüğünde*, illa bir sıkıntı da olması...

Comments


bottom of page